13.4.10

aa, olmaz ki ama böyle

anger is a gift diyordum zamanında ama eğer bu öfke etrafında, seninle ve öfkenle hiçbir alakası olmayan insanları da geriyor ve hatta hiç laf salatası yapamayacağım direk hasta ediyorsa, orada duracaksın kardeşim, senin oturduğun masanın karşısındaki masada "ben" varım ve sanırım ki insanım.

aklın düşünceye varan yollarındaki elektrik telleri kopmuş olan insanlara "düşüncesiz" diyoruz. ben burada kıvranırken ağrıdan, ağrıyan bir yerini gösterip de öfke krizlerine girersen, ben eve nasıl gideceğimi düşünürken, sürekli "aa olmaz ki ama böyle ya yeter!" diye isyanlara girişirsen seni çok fena bir şey bekliyor demektir.

ilk defa belanın geliyorum dediğini görüyorum, beyninin asosyallikle dolu olan kısmı artık senin ciğerlerine inmiş, sürekli ağzın o yüzden kıvrık, sürekli o yüzden nefret dolu bir insansın. bir gün senin "ya ben bu insanı çok seviyorum" dediğini duymak istiyorum, eğer duymadan gidersem gerçekten mezarımı su basar, çığ düşer.

her sabah ben masamda simidimi yerken, "off"layarak girdiğin odadan, yürürken 56 cm. lik topuklarından çıkan seslerden, kollarını germenden, klavyeye her bastığında çıkan sesten, bakışlarından, tepkilerinden, dinlediğin müzikten, kıyafetlerinden nefret ediyorum, beni bir ruh hastası yaptın seni tebrik ediyorum.

bir kaç gün önce bir bulutla sohbete giriştim, bir gün gelip beni alacağını söyledi, o yüzden otobüslerde falan en önde duruyorum, yolun en kenarından yürüyorum, sabah kalkar kalkmaz sigara ve kola içiyorum, aç karnına bol tuzlu limonlar yutuyorum, çok az uyuyorum, sürekli yorulmakla meşgulüm ki bir an önce gelip beni alsın.

bir gün ben bu masada otururken, camdan birden bir bulutla uçup gittiğimi gördüğünüzde, bir daha konuşamayacak hale geleceksiniz, havada boğulacaksınız, suya kafanısı sokucaksınız deriniz dökülecek, nefesinizi tutuacaksınız beyniniz kaynayacak. ben ise ağlarken gülüyor olacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder