15.9.10

silencio

tak tak tak tak tak tak. biri yürüyor,

bir sonraki durağımız "fikirtepe" robotlarla konuşuyorum,

"I want you to know, he's not coming back" thom yorke mırıldanıyor.

"grammer hataları, telafuz hataları, sürekli bir ingilizce muhabbet"

"iyi akşamlar, türkiye ve dünyadan en güncel haberlerle yine karşınızdayız"

"tak tak tak tak tak tak tak"

nazlııııı, gelsene,

bi erenköy alır mısınız. çatır çutur.

fıssssssssssssssssssssssst düdüklü tencere, tabak sesleri,

güm güm güm güm güm inşaatın ilk temelleri tam 8 yıldır atılmaktadır. çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.

daaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaat yürüsene lan eşşoğlueşşek!!!
sokağımızda kediler vardır, kedilere su verelim,
hayatımızda sesler vardır, seslerle barışalım,

bir sonraki durağımız gayrettepe,

"gayrettepe"
tırınk tırınk turnikeler, merdivenler, yürüyen merdivenlerdeki insanlar hep mi hüzünlü olmak zorunda ?

daaaaaaat! yine kornalar, kornalar,

"hastane var ayı!" "konuşma lan şerefsiz"

yol kenarlarındaki ayakkabılar. yol kenarlarındaki hayvan cesetleri. üç gündür uzunçayır durağında yatıyor yavru bir kedi.

güm güm güm güm güm! ding dong! tak tak tak tak!

sizi trekten arıyorlar, sizi g&t den arıyorlar, sizi arıyorlar, dırırırırıdıırırırırdırırırı...

"as I sat sadly by her side" nick cave in sigaralı sesi,

çatçatçatçatçutçutçut " click on this and get the free Green Card" tık!
tık tık tık
çaçataçatangtung.

and the window through the glass.

kraşşşşşs elma ısırığı,

uçak motorları, helikopterler, trenler, tirenler bana çarpanlar, trenler çok ayrı.

postmodern çöp kovaları, hesap makinesinin dayanlılmaz sesi, kulaklıktan gelen vızırtı.

heard the moon and sun and stars..

have you ever heard ?

lightspeed champion diyor ki, duydukça daha çok nefret ettim..

aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa, yaaaaaaaaa, lunapark çığlıkları, anileşmiş hareketlere sahip insanlar,

gergin insanlar, evet! hayır! insanlar.

"3 kişi daha hayatını kaybetti"

kışın gelmesiyle soba borularının vukuatları, acaba nasıl bir ses çıkarıyorlar.

slap, " kadına şiddette gelinen son nokta! yargıya son!"

kadın ayrıcalığı; daha güzel dayak yiyebilecekler artık, örtünmeleri serbest, dayak yiyip yiyip saklanabilirler.

hayvanlara ayrıcalık; otoyollarda dolaşmamaları için onlara su veriyoruz. sonra bir kamyona döverek bindirip götürüyorlar.

çocuklara ayrıcalık; daha çok sınav, daha adil yöntem. ama daha çok sınav.

tik, tak, tik tak,

gençlere ayrıcalık; işsiz de gülebilrisiniz.


kulaklarımı türk hava kurumuna bağışlıyorum..
geçmiş olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder