11.7.11

zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez.

orada bir kadın var
kadının içi dapdar
beyni başı patlar
kendinden geçer...
onu bunu bilmez
görmeden inanmaz
kendinden geçer...

yeter... yeter...

yalnız mı kaldınız, ben miydim size iyi gelen, çok mu kalabalıksınız, içiniz içinize mi sığmıyor, o zaman gelin ve yaşadığım o küçük köşede beni dinleyin, dinledikten sonra ağlayarak odamdan ayrılın, sonra beni anladığınızı düşünün ve yolunuza devam edin. herkes için çok zor olan bu yaşamı kendinize biraz daha ızdırap haline getirin. size en son baktığım şekilde hala o köşede oturuyor olacağımı düşünmeyin, gözünüzün önüne zaten o şekilde geleyim ben. orada, o şekil otururken.

ben kafanızın boşluğunda çok hızlı döndüm. çok sustum. fazlaca sustum. gelip buralara öfkeler kustum, ben de isyan edeyim lan ne olacak diye merak ettim. sadece öfke çıktı.

sustum. devam ettim mükemmel koordinasyon olmaya, derdini tasasını dışarı taşımayan, kimseye bir sorun olmayan, uzaktan kumandalı herhangi bir gereç gibiydim; "şimdi seviyoruz!" , "şimdi nefret ediyoruz!" click, click. ruhumun her zerresi içtiğim bardakların içinde boğuldu. acıtmaz dedim, dedim önünü alamadım. sustum ve devam ettim.

durdum, elektrik çarpınca birisi enseden kafayı öne ittirmiş gibi olur, o köşemde onu tekrar yaşadım. ve durdum. durdum artık. hareket etmiyorum, düşünmüyorum, önemsemiyorum.

yıllar sonra ilk defa bu denli hissizim. bu denli umursamıyorum. hiç bir şekilde canım yanmayacak bundan sonra. bundan sonrası için de asla susmayacağım. susunca olmuyormuş.

belki alışman lazım ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder