"benim bugün bir adet "god help the girl" tshirtüm olacak!"
radical face, midlake, fleet foxes ve daha niceleriyle tanışmama sebep olan, sürekli beni itekleyerek mutlu eden (ki yanılıyorsun, bu dünyada en ama en ufak şeylerle mutlu olan kişi herhalde benimdir) güçlü olduğumu söyleyen ama benim o gücü istemediğimi bilmeyen üstün sosyal, cultural kişilik. (yine sevmediğimiz insanlar oluyoruz!) shuttle'a bin de gel sen, gidersen gel. sadkjad. se ya.
.
.
.
.
.
.
"soon it will be fire"
fırat'ın habersiz olarak bana kazandırdığı 9:22'lik bir richard youngs harikası şu an kulaklarımda çınlıyor, bu isnanların neyi varda bu şekil bir ruh haline bürünmüşler hiçbir fikir üretemiyorum, oha lan bu kadar mı mutsuz olunur ya. "kaygı"ları sanırım artık gözlerine perde gibi inmiş. oysa bir de bana baksalar, ne kaygı var ne keder, biraz kırık şarkı, iki kırmızı göz falan, filan. yoruldum yæ.
.
.
.
.
.
.
"planets"
I was falling down
coming through the clouds
burning in the sky
with the sun in my back
(I'm broken inside)
dün god help the girl söyleyerek uyanışımın ve busker'in bana aldığı thsirtü göstermesinin arasında tam 2 saat vardı. ben ofiste gelip şarkıyı dinleyip, videolarını izleyip bir şekilde keyif almaya çalışırken busker birden bire bana bu süprizi yaptığında sanırım ondan daha çok lost'ta gibi hissettim kendimi.
planets adlı three mile pilot şarkısı için de aynı şeyi rahatlıkla söyleyebilirim, " bulutlar"la ilgili bir yazı yazdıktan sonra, bu şarkı çıktı karşıma. ne bileyim, şaşkınım da, bu şarkı hakikaten insana muhteşem bir kusursuzluğun içinde olduğunu hissettiriyor, sözleri ne kadar buruk olsa da, vokalin iç yakan sesi ne kadar gayet yüksek olsa da 49 kere dinlemişim efendim, last fm öyle diyor (al sana rakamlar!)
.
.
.
coming through the clouds
burning in the sky
with the sun in my back
(I'm broken inside)
dün god help the girl söyleyerek uyanışımın ve busker'in bana aldığı thsirtü göstermesinin arasında tam 2 saat vardı. ben ofiste gelip şarkıyı dinleyip, videolarını izleyip bir şekilde keyif almaya çalışırken busker birden bire bana bu süprizi yaptığında sanırım ondan daha çok lost'ta gibi hissettim kendimi.
planets adlı three mile pilot şarkısı için de aynı şeyi rahatlıkla söyleyebilirim, " bulutlar"la ilgili bir yazı yazdıktan sonra, bu şarkı çıktı karşıma. ne bileyim, şaşkınım da, bu şarkı hakikaten insana muhteşem bir kusursuzluğun içinde olduğunu hissettiriyor, sözleri ne kadar buruk olsa da, vokalin iç yakan sesi ne kadar gayet yüksek olsa da 49 kere dinlemişim efendim, last fm öyle diyor (al sana rakamlar!)
.
.
.
"dreams are only real as long as a"
bu cümleyi sizler tamamlayın... bilemedim ben bu şarkı çok fazla bir şarkı. Aesthesys'in demo albümünden. damarlarınızın söküldüğünü ve bir topaç haline getirilip, ateşe atıldığını düşünün. öyle, söze gerek yok.
.
.
.
.
.
.
"korkma ben varım"
"seni unutma fikri bile, sana kavuşma umuduna bağlanıyor içimde. senden kaçış varsa bile kurtuluş yok şebnem. "
planets ile bitirelim.
cut me down and mess me up
yes, you've done it again.
now standing on the ground
and the world is empty
with no one around
I want to go back home
(I'm broken inside)
back to another time
back to the people
and the sounds
back to the planets
in the sky
(I'm broken inside)
le petit prince'den sonra hiçbir kitap bittiğinde bu kadar üzülmemiştim.
"seni unutma fikri bile, sana kavuşma umuduna bağlanıyor içimde. senden kaçış varsa bile kurtuluş yok şebnem. "
planets ile bitirelim.
cut me down and mess me up
yes, you've done it again.
now standing on the ground
and the world is empty
with no one around
I want to go back home
(I'm broken inside)
back to another time
back to the people
and the sounds
back to the planets
in the sky
(I'm broken inside)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder