görünen o ki;
yollar aynı damarlar gibi yayılmış
doğa betona bulanmış.
rolümüzü oynadık
öyleyse şarkı söyleyelim..
modernizme karşı ağzımın tadını kaybettim
bana göre değiller
sıradanlık istiyorum
zamanın özgür olduğu sessiz bir yer istiyorum
kafamdan düşen düşüncelerimi toplamak için
yatağımdan sürünerek yere düştüm.
ve sen, benim önce halıya, sonra yere ve ötesine batışımı izledin
ve sen, gözünü bile kırpmadın.
camda, başparmağımla güneşi işaretledim
yere battım
ve sonra sanki rüzgara gözünü diken ve gözlerini kırpan çocuklar gibi
yıldızlar göz kırptı.
sonra ben camdan tırmandım ve adımı yitirene kadar yürüdüm.
şimdi kurbanı oynayabilirim, sorun yok, daha önce televizyonda görmüştüm.
bildiğim bir şey varsa, hiçbir zaman yeteri kadar bilmediğimdir.
kafalarımız, ellerimiz, beyinlerimiz, ciğerlerimiz
hepsi sadece makineler
bu kalpler sahip olduğumuz tek şey, geriye kalan tek şey
ve artık onlar da atmıyor.
az yaşa, çok konuş
bu işler böyle yürüyor
onların iyi ütülenmiş kıyafetlerinin altında gizlenmiş küçük bıçaklardan korkuyorum
kolları bize ulaşıyor, neon parlaklığında yayılıyor ulaşmaları
ağızları oynuyor ama sesleri telefon gibi
yaşlı penceremde trafik inliyor, trafik uğulduyor.
sokak ışıkları yanıp sönüyorlar, muallakta kalmış kar gibi, dönüp duruyorlar kafamda
eskiden ayın geri çekilişini izleyip, nereye gittiğini merak ederdim.
şimdi sadece kafamın neden hayaletler tarafından ele geçirildiğini merak ediyorum.
.
.
.
yollar aynı damarlar gibi yayılmış
doğa betona bulanmış.
rolümüzü oynadık
öyleyse şarkı söyleyelim..
modernizme karşı ağzımın tadını kaybettim
bana göre değiller
sıradanlık istiyorum
zamanın özgür olduğu sessiz bir yer istiyorum
kafamdan düşen düşüncelerimi toplamak için
yatağımdan sürünerek yere düştüm.
ve sen, benim önce halıya, sonra yere ve ötesine batışımı izledin
ve sen, gözünü bile kırpmadın.
camda, başparmağımla güneşi işaretledim
yere battım
ve sonra sanki rüzgara gözünü diken ve gözlerini kırpan çocuklar gibi
yıldızlar göz kırptı.
sonra ben camdan tırmandım ve adımı yitirene kadar yürüdüm.
şimdi kurbanı oynayabilirim, sorun yok, daha önce televizyonda görmüştüm.
bildiğim bir şey varsa, hiçbir zaman yeteri kadar bilmediğimdir.
kafalarımız, ellerimiz, beyinlerimiz, ciğerlerimiz
hepsi sadece makineler
bu kalpler sahip olduğumuz tek şey, geriye kalan tek şey
ve artık onlar da atmıyor.
az yaşa, çok konuş
bu işler böyle yürüyor
onların iyi ütülenmiş kıyafetlerinin altında gizlenmiş küçük bıçaklardan korkuyorum
kolları bize ulaşıyor, neon parlaklığında yayılıyor ulaşmaları
ağızları oynuyor ama sesleri telefon gibi
yaşlı penceremde trafik inliyor, trafik uğulduyor.
sokak ışıkları yanıp sönüyorlar, muallakta kalmış kar gibi, dönüp duruyorlar kafamda
eskiden ayın geri çekilişini izleyip, nereye gittiğini merak ederdim.
şimdi sadece kafamın neden hayaletler tarafından ele geçirildiğini merak ediyorum.
.
.
.
ben cooper
büyük adamsın.
(şarkının orjinal adı; good morning hypocrite)
büyük adamsın.
(şarkının orjinal adı; good morning hypocrite)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder